Bu İçerikte Bahsedilen Konular
COVID-19 süreci, özellikle küçük işletmeler için oldukça zorlu geçiyor. Karantina sona erene dek tasarruf etmenizi sağlayacak önerilerimize göz atın.
11 Mart 2020 tarihinde, coronavirüs bir pandemi olarak ilan edildi. O günden bu yana sadece insanların hayatına değil, ekonomiye de büyük zararlar verdi.
Örneğin ABD’deki borsa endeksleri olan Dow Jones ve FTSE, 1987 yılından bu yana en büyük kayıplarını yaşadılar. Dahası, Nisan ortası itibariyle 7.5 milyon küçük işletmenin tamamen kapanma tehlikesinde olduğu tahmin ediliyordu.
Sizin işletmeniz de bu rakamlara dâhil olabilir. İşletmenizi kurarken büyük zorluklar çekmiş biri olarak onu korumak için elinizden gelen her şeyi yapacağınızı da biliyoruz.
Aşağıda, bu global krizle başa çıkabilmek için kullanabileceğiniz bazı tasarruf tedbirlerinden bahsedeceğiz.
1. Reklam bütçenizi azaltın
Çoğu ülkede, karantina süreci baştan sona evde kalmayı veya benzer fiziki kısıtlamaları gerektiriyor. Bunun bir sonucu olarak, insanların çevrimiçi işletmeler ile olan ilişkileri değişti. Facebook, Netflix ve YouTube gibi sitelerin trafiğinde kayda değer bir artış gözlendi. Kesin rakamlar verecek olursak, 21 Ocak – 24 Mart 2020 tarihleri arasında trafikleri yüzde 27, 16 ve 15.3 oranında arttı.
Bu global krizden önce, çok kanallı bir reklam stratejisi çok işinize yaramış olabilir. Ancak mevcut durumda reklam çalışmalarınızı yeniden gözden geçirmeniz gerekiyor.
Bir küçük işletme olarak hem tasarruf edip hem de işletmenizin reklamını nasıl yapabilirsiniz? Bunu yapmanın en iyi yollarından biri, reklam kanallarınızın sayısını kısıtlayıp sadece bir veya birkaç tane ile sınırlamak ve tamamen bunlara odaklanmaktır.
Örneğin Facebook ve YouTube eskisinden daha fazla ziyaretçi çekiyor. Mümkün olduğu kadar büyük bir kitleye ulaşmak için, reklam çalışmalarınızı sadece bu iki kanal ile sınırlayabilirsiniz.
CPC (tıklama başına) ve CPM (1.000 gösterim başına) reklamcılık da çok uygun bir alternatif olabilir. Bir bütçe belirler ve sadece tıklama veya gösterim başına ödeme yaparsınız. Bu seçenek, ayrıca aylık reklam bütçenizi sıkı bir şekilde kontrol edebilmenizi sağlayacaktır.
Ayrıca reklam maliyetlerinin hiç olmadığı kadar düştüğünü de unutmayın. CPM maliyetleri Nisan 2019 – Nisan 2020 arasında yüzde 32 oranında düştü. Facebook’un ortalama CPC oranı da Ocak ayından Mart 2020’ye kadar yüzde 19 azaldı. Yani, CPM ve CPC reklamcılığı denemek için son derece uygun bir zaman.
2. Sosyal medya reklamcılığından maksimum düzeyde fayda elde etmek için markalı bağlantıları kullanın
Kısaltılmış bağlantılar, mesajın hatırlanmasını ve güvenilirliğini artırdığı için kullanabileceğiniz en etkili ve en sofistike markalaşma tekniklerinden biridir. bit.ly/5GvvRT, tiny.cc/qUvtg veya benzeri “şifreli” mesajlara benzeyen bağlantıları epostalarda, Facebook gönderilerinde, tweet’lerde ve daha pek çok yerde gördüğünüzden eminiz.
Bu tip anlaşılmaz bağlantılar, kaçırılmış bir markalaşma fırsatı anlamına gelir. Kullanıcılar bu tip bağlantıları hatırlayamaz ve onlarla herhangi bir bağ kuramaz. Rebrandly tarafından yapılmış bir araştırma, markalı bağlantıların sosyal medya mesajlarınız için mükemmel bir eyleme çağrı mesajı (CTA) yerine geçtiğini ve müşterilerin tıklama oranını (CTR) %39’a kadar artırdığını gösteriyor.
Bu nedenle, şifreli mesajlara benzeyen bağlantılar yerine, içeriğinizi çevrimiçi olarak dikkat çekici ve hatırlaması kolay bir şekilde paylaşın. Bir teknoloji blog’una sahipseniz, .TECH alan adını seçebilir veya daha yaygın şekilde kullanılan .ONLINE, .SPACE, .SITE gibi alan adlarından birini tercih edebilirsiniz. Kampanya promosyonları için farklı ve o kampanyaya özel kısaltılmış bağlantılar kullanın, örneğin www.konferans.online/kayitol veya www.ürünadi.store/indirim gibi.
3. Mevcut satış hunisine odaklanın
Büyük ihtimalle COVID-19 pandemisi öncesinde birden çok aşamadan oluşan bir satış hunisi kullanıyordunuz. İnsanları bu huniye sokabilmek için zaten belirli bir yatırım yaptığınızdan, buna aynen devam edin ve insanları hunide daha fazla ilerlemeye yönlendirin.
Bu, satın alma yapmamanız gerektiği anlamına gelmiyor. Ancak şu andaki amacınız, tasarruf tedbirleri uygulamak ve sırf satışları artırmak için daha fazla harcama yapmamak olmalı.
Örneğin satış hunisinin tepesinde yer alan hedeflere zaman ve kaynak ayırmak yerine, huniye zaten girmiş ve içinde ilerlemiş potansiyel müşterilere odaklanın. Eğer kullanıcılarınızın çoğunluğu karar verme aşamasında ise, önceki müşterilerinizin elde ettiği kesin sonuçları gösteren vaka çalışmalarının sayısını artırın ve onları paylaşın.
Müşterileriniz ile ilgilenmeye satış sonrasında da devam etmelisiniz. Potansiyel müşteriler gerçek müşterilere dönüştüğünde, müşteri yaşam boyu değerini (LTV) artırmak için onlarla ilgilenmeyi sürdürmelisiniz zira yeni bir müşteri edinmek, mevcut olanı elinizde tutmaktan beş kat pahalıya geliyor.
Mevcut müşterileriniz ile olan ilişkinizi geliştirirseniz, zaman içinde marka sadakati yaratırsınız. Bunu yapmak büyük bir finansal yatırım gerektirmez ve satışların artmasını sağlayan en önemli hususlardan biridir.
Önceki müşterilerinizi geri dönmeye teşvik etmenin en iyi yollarından biri, küçük sadakat indirimleri teklif etmektir. Başlangıçta bu taktik bir miktar zarar etmenize neden olacaktır ancak uzun vadede müşterilerinizi elinizde tutmanızı ve kâr oranınızı artırmanızı sağlayacaktır.
4. Müşterilerin ne düşündüğünü öğrenin
Tasarruf etmenin en iti ve en yaratıcı yollarından biri de, müşterilerinize ne istediklerini sormaktır. Eğer ne istediklerini size doğrudan söylerlerse, ilgilenmedikleri şeyler için boşa harcama yapmaktan kurtulursunuz.
Örneğin bir anket düzenleyerek belirli bir ürün için talep miktarının arttığını görebilirsiniz. Bu ürünü stoklayıp promosyonlarınıza dâhil ederseniz hem mevcut müşterilerinizi mutlu eder, hem de yeni müşterilerin dikkatini çekersiniz. Bu sayede hangi ürünlerin satıp hangilerinin satmadığını öğrenmek için ayırdığınız reklam bütçesinden de tasarruf edebilirsiniz. Anketlerinizde basitçe müşterilerinize ne istediklerini sorun.
Sonuç: İşletmenizin gücünü korumak için bu tasarruf tedbirlerini kullanın
COVID-19 pandemisi global ekonomiyi zorluyor ve yakın gelecekte bir resesyon gerçekleşecek gibi duruyor.
Ancak bu durum işletmenizin kepengini indirmeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Doğru kararlar aldığınız ve tasarruf tedbirleri uyguladığınız sürece, değişen ekonomiye uyum gösterebilir ve işletmenizin ayakta kalmasını sağlayabilirsiniz.
Önerdiğimiz çözümleri kullanarak işletmenizi yeniden yapılandırabilirsiniz. Bunun sonucu olarak pandemi ve resesyon sonrasında dahi işlerin daha akıcı yürüdüğü bir işletme elde edip başarıya ulaşabilirsiniz.
